12 Temmuz 2014 Cumartesi

Aile bireyleriyle sorununuz mu var? Koltukları seçin çözüme ulaşın

Türkiye'de yeni tanınmaya başlayan bir terapi yöntemi. Adı: Aile dizimleri. Amacı, yaşamın herhangi bir alanında 'kriz' ya da 'kilitlenme' yaşayan kişilere, sorunlarının kökten çözülmesinde yardımcı olmak. Bu terapi başrolde, 'siz' ve 'koltuklar' var!
Sevgisini dile getirmeyen, yüzünde en ufak bir tebessüm göremediğiniz, babanız... Sizi sürekli eleştiri bombardımanına tutan, hep gözönünde olmanızı isteyen, anneniz... Çocuk sahibi olmayı bir türlü kabul ettiremediğiniz, eşiniz... Kızdığınız, kırıldığınız ya da red ettiğiniz, aile bireyleriniz... Onları yargılamadan önce bu davranışlarının, bilinçsizce üstlenilen model, rol ya da kilitlenmelerden kaynaklanabileceğini düşündünüz mü hiç? Aslında belki de hiç tanımadıkları büyükaane ya da büyükbabalarının, hatta kuzenlerinin kaderlerini devraldıklarını... Ve kızgınlık, red gibi olumsuz duygulara dayalı ilişkilerinize devam ettiğinizde aynı portreyi sizin de çizmeye başlayacağınızı... Veya, siz... Özel ilişkilerinizde neden hep başarısız olduğunuzu düşündünüz mü? Peki ya cinsel soğukluğunuzun altında yatan neden? Kimbilir, belki siz de halanızın kaderini devralmış olabilirsiniz pekala! İşte bu noktadan yola çıkan dünyaca ünlü psikoterapist Bert Hellinger, "Aile dizimi" adlı bir psikoterapi yöntemi geliştirdi. Bu yöntemin metodu ise bir hayli ilginç; aile bireylerinizi temsil eden 'koltuklar'la çözüme ulaşmak!
Soyağacınız, kaderiniz!
Psikoterapist Bert Hellinger'e göre, ilişkilerde yaşanan sorunlar ve psikolojik rahatsızlıkların kökeninde "soyağacımız" yatıyor. Bu sorun, bazen babanız, anneniz, bazen de halanız, ya da atalarınızla ilgili olabiliyor. Yani siz, belki de hiç tanımadığınız, evlatlık verilen bir kuzeninizin kaderini devralabiliyorsunuz. Dolayısıyla tüm yaşantınız boyunca kendinizi "evlatlık verilen" bir çocukmuş gibi hissedebiliyor, sevgisizlikten yakınabiliyorsunuz. Ancak kalbinizde ait olmanız gererken yere ulaştığınızda "kilitlenme" ortadan kalkıyor, kuzeninizle aynı kaderi yaşamaktan kurtuluyorsunuz. İşte bu noktadan yola çıkılarak gerçekleştirilen bu terapi yöntemi de 'güncel' ya da 'köken' ailenizinin temsili olarak dizilmesi esasında dayanıyor. Aile dizimi, soy ağacınızdaki ağır yaşanmışlıkların farkına varmanızı, kendinizi o insanların yerine koyarak davranışlarının altında yatan nedeni ve neler hissettiklerini daha iyi görmenizi sağlıyor.
Amaç, "kilitlenmeyi çözmek"
Aile diziminin amacı; yaşamın herhangi bir alanında, "kriz" ya da "kilitlenme" yaşayan kişilere, sorunlarının çözümünde kökten yardımcı olamk. Ale dizimleri, hem "bireysel" hem de "grup" terapisi çerçevesinde uygulanıyor. Bu süreç, terapiye katılan gryp içindeki "bireylerle" ya da temsili olarak kullanılan "koltuklarla" gerçekleşiyor. Cinsellikten ilişki sorunlarına, hoşnut olmadığımız anne baba rollerimizden ruhsal hastalıklara kadar pek çok sorunda başvurulabilen aile dizimi; 8-10 seansta, hastalığa yol açan "duygusal kilitlenmeleri" çözüyor. Yüreğinizi özgür bırakmanızı sağlayarak gerçek kişiliğinize kavuşmanıza yardımcı oluyor.
Koltuklar başrolde!
Bireysel terapilerde aile dizimi koltuklarla gerçekleştiriliyor. Aile hikayeniz, terapistin verdiği ev ödevleri aracılığıyla, bir nebze soyağacınız araştırmaya dayanıyor. Ve, aileniz hakkında verdiğiniz bilgiler doğrultusunda 'anne', 'baba', 'teyze', 'ölen kardeş', veya 'anneanne' gibi bireyleri temsil eden koltuklar seçiliyor. Peki, bireysel terapide aile bireylerinin yaşadıkları içsel sıkıntılar nasıl dile getiriliyor? Burada önemli olan, koltukların temsil ettiği kişiler ve sizin bu koltukları nasıl dizdiğiniz. Örneğin; babanızı temsil eden koltuğu diğer koltukların dışında, uzak bir yere yerleştirdiğinizde, bu sizin babanızla ciddi bir sorun yaşadığınıza işaret ediyor. Siz, terapide yine de az ve öz konuşan tarafsınız. Aile diziminin geleneksel terapilerden farkı, sorulara kısa yanıtylar verilmesi ve telkinde bulunulmaması. Bireysel aile dizimi terapisinde, aile bireylerinizi temsil görevini terapistiniz üstleniyor. Dr. Zarasızoğlu, aile bireylerinizi temsil eden koltuklara uzanıyor. Terapi de böylece başlıyor...
Dr. Zararsızoğlu, bir bakıyorsunuz annenizi temsil eden koltuğa oturuyor; davranışlarını bir türlü kabullenemrdiğiniz annenizin duygularını, iç sıkıntısını ve ağır kederlerini içten bir şekilde adeta yaşıyor. Diğer koltukta ise babayı temsil ediyor. Bu kez, biraz dışarıda kalan, aslında sevgisini kendi içinde yaşayıp belli etmekte zorlanan pasif babanın çaresizliği yerleşiyor terapistinizin yüzüne. Veya, küçük kardeşinizin bunalımları, kanserden ölen ağabeyin verdiği özlem duygusu, terapistinizi sarıp sarmalıyor. Ve siz ilk kez, ailenizde hiç görmediğiniz ve hiç anlam veremediğiniz yaşanmış ağır olayları bir film gibi izlemeye başlıyorsunuz adeta. Bu yaşanmışlıkların, red ettiğiniz ya da kızgınlık duyduğunuz kişinin ruhsal yapısı üzerine nasıl bir etki yarattığını şaşkınlık içinde izliyorsunuz. Bu kez yorumcu farklı bir kişi, o kadar.
ÇÖZÜMÜ NASIL? 
Terapi, aile bireylerinizin yaşadıkları ağır olaylar karşısında neler hissettiklerini, korkularını ve kaygılarını terapistiniz aracılığıyla görmenizi sağlıyor. Aile bireylerinizin yerine geçrek, onların temsil eden koltuğa oturarak, neler hissettiğinizi aktarmanız isteniyor.
Burada sarfettiğiniz kelimeler, hastalığınızı çözen ve hiç kimsenin değişmesini beklemeden "kabul ederek" oluşturacağınız ruhsal özgürlüğe doğru yol almanızı sağlıyor: " Seni artık olduğun gibi kabul ediyorum!"
Terapiler sırasında, sevgisini gösteremeyen babanızın size destek vermemesinin veya annenizin sürekli eleştirmesinin altında yatan yaşanmış ağır olayları gördüğünüzde, onlara olan nefretiniz hızla törpüleniyor.
O insanların neler yaşadıklarını farkettiğizde, yüreğinizin derinliklerinde acı ve yanma duygusu oluşmaya başlıyor.
Bu süreçten sonra maksimum 8 ay ile 1 yıl içinde ruhunuzun giderek özgürleştiğini hissediyorsunuz
Hissettiğiniz öfke, soğukluk, kin gibi duygular çözülüyor ve yüreğinizi özgür bırakıyorsunuz!
Artık her şey değişime uğruyor... Öyle ki kendinize özgü bir insan, kendinize özgü bir kişilik olmaya başlıyorsunuz ve kendi çözümünüzü üretiyorsunuz! 
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Meral Yardımcı İle Hafta içi Her Gün "BİREYSEL" Aile Dizimi Çalışmaları



Aile Dizimi (Sistem Dizimi) Nedir


Sistem Dizimleri ailelerimizden sadece genetik hastalıkların değil, ruhsal bir mirasın da devralındığını temel alır. Ruhsal sorunlar yaratan bu miras daha sonraki  nesillerdeki aile üyeleri  tarafından üstlenilebilir. Yaşam ile akmaya engel olan  veya yaşamı kolayca alabilmeyi önleyen bu yük gerçektir ve bilinçsizce üstlenildiğinden ancak kişinin bu gerçek ile yüzyüze gelmesiyle farkındalık yaratılabilir.Kalıp haline gelen ve tekrarlanan sorunlarımız nesiller ötesi bir zaman noktasından yola çıkar  ve aile fertlerimizin biri veya diğeri tarafından serginelebilir. “Dede turşu yemiş, torunun dişi kamaşmıs “ atasözü tam da bu durumu anlatır. Yaşam ile akmaya engel olan ve onu kolayca kabullenmeyi önleyen bu yük gerçektir ve kişinin bu gerçek ile yüzyüze gelmesi  farkındalık yaratır. Aile sisteminin kendine has bir adalet sistemi, bir vicdanı vardır. Bunu bir bilanço defterine benzetebiliriz. 
Alacaklar ve borçlar kalemlerinin tutturulması  gerekir. Bu sistem kişisel yargılamalar yapmadan eksiklikleri, boşlukları doldurmaya çalışır. Sorunu veya travmayı  yaşamış veya ailenin yargılayıp dışladığı  geçmiş nesillerdeki bir amca veya anneannenin yaşadığı  ruhsal ağırlığı sonraki nesilde bir aile üyesi üstlenip travmayı kendi yaşamış gibi davranabilir. bu bireylere ben “bilinçsiz gönüllüler” diyorum. Bu kişi niçin belli bir davranış kalıbını tekrarladığını açıklayamayabilir veya aile bu kişinin niçin böyle davrandığı veya hissettiği konusunda bir sebep bulamayabilir. 
Hepimiz bir problem yaşadığımızda algıladığımız gerçeğin  çukurunda kalırız. Bu sebeple kendimizi , sorunu ve soruna dahil olan kişi ve olayları seyretmekte  zorlanırız. Halbuki gerçek bir mesafeden bakıldığında görülmeyenin görüldüğü, duyulmayanın duyulduğu bir farkındalık yaşarız. Sistem (aile ) dizimleri kişiyi bu çukurdan çıkarıp var olan durumu seyredebilmesini sağlayan bir yaklaşımdır. 
Geçmiş Nesillerden Gelen Ruhsal Mirasımız (travma ve sorunlar) Nelerdir?
Aile içinde veya dışında birine yapılmış bir haksızlık, ölü doğan çocuklar, kürtajlar, evlatlık verilenler, cinayetler, erken ölümler, önemli hastalıklar, erken dönemde anneden kesinti, zorunlu göçler gibi geçmişte yaşanmış bu sorunlar sonra gelen nesillerde bir aile üyesinde  depresif ruh hali, bağımlılıklar(alkol gibi) panik halleri, fobiler, izah edilemeyen korkular, yeme bozuklukları, uzun süren  yas halleri, kronik yorgunluk, ilişkilerde yaşanan zorluklar, öfke, gibi yaşamın akışını engelleyen ve kökü ailedeki saklı dinamikte gizli bir kaynağı gösteriyor olabilir.
Bilinç Evreleri
Kişinin yaşamı  anne karnında başlar ve yaşamın bitişine dek değişik evrelerle devam eder. Sistem dizimlerinin ortaya çıkardığı bir diğer gerçek  kişinin  fetus olarak başlayıp , çocukluk, ergenlik ve genç yetişkinlik gibi evrelerde yaşadıkları sebebiyle  nasıl o evrede   takılı kaldığını göz önüne sermesidir. Davranışlarımızın sebep olduğu çoğu yaşam sorunu, fetus, çocukluk veya ergenlik evrelerinde  o evrenin gerektirdiği  basamağı aşamamasından kaynaklanabilmektedir.  Takılı kalmanın olumsuz etkisi kaç yaşına gelirsek gelelim – -örneğin çocukluk evremizde yaşadığımız bir travma veye eksikliğini duyduğumuz karşılanmamış ihtiyacımızın– bizi yetişkin olmaktan alıkoyabilmesidir.
Kimler Aile sistemine Dahildir?
Kişinin kendisi, kardeşleri, anne ve babası, anne ve babanın ebeveyni ve kardeşleri , büyük büyük ebeveynler ve onların kardeşleri, ölümleri ve gidişleri ile yer açanlar, eski eşler, kürtajlar, ölüdoğan ve erken yaşta ölenler.
Sistem Dizimleri Nasıl uygulanır?
Sayıları 10-20 arasında değişen bir grup katılımcı, bir daire şeklinde otururlar. Dizimi gerçekleştirilecek olan danışan , dizim danışmanının yanına oturur ve hayatında başedemediği sorunu açıklar. Danışman ailede gerçekleşmiş erken ölümler, kürtajlar, ölü doğumlar, cinayet, intihar, evlatlık verilme, küçük yaşta anneden ayrı kalma gibi travmatik olaylar olup olmadığını sorar ve bilgi ister. Daha sonra danışman danışandan katılımcılar arasından aile üyelerini temsil edecek temsilciler seçmesini ister.  Danışan bu temsilcileri alana yerleştirir. Temsilciler kendilerini serbestçe alana bırakırlar ve söz konusu aile üyelerinin dinamik ilişkilerine ulaşır , duygularını deneyimlerler. Aile üyelerini temsil eden ve danışanı daha önce görmemiş bu temsilciler o kişinin duyguları ile hisseder ve bunları ifade ederler. Dizim sırasında 2 eylem vardır; birincisi aileyi etkileyen saklı kalmış  dinamiğin ortaya çıkarılması eylemidir. İkincisi ise iyileştiren hareket ve sözlerin aileyi çözüme ve yeni bir dengeye kavuşturması eylemidir. Sevgi ancak bu şekilde yeniden akmaya başlar.
Sistem (Aile) dizimlerinde hem danışan (sorunu dile getiren) hem de temsilciler alandadır ve aktiftir. Temsilcilerin pasif olması söz konusu değildir.  Dolayısıyla çözüm, danışan kadar temsilcileri de şifalandırır. 
PASİF KATILIMCI NEDEN YOKTUR....
Aile Diziminde Niçin Pasif katılımcı diye kavramın yeri yoktur?
Aile dizimi “temsilciler” aracılığı ile yapılır. Temsilcilerin algı ve duyguları, aile sistemi içindeki saklı dinamiklerin ortaya çıkarılmasında en önemli unsurlardır. Dolayısıyla , bir aile diziminin en “aktif” elemanları temsilcilerdir. Bu temsilcilerin “pasif” olması söz konusu olamaz. Pasif katılım kavramı aile sisteminin özüne aykırıdır. Dizime yön veren “temsilciler” nasıl pasif katılımcı olabilirler? Dizimlerde zaman zaman başkalarının dizimlerinde temsilci olan birçok katılımcının sıra kendi dizimlerine geldiğinde çoğunlukla bir açılım yaşamış olduklarını görmüşümdür. Aile dizimi eğitimini aldığım Türkiye Sistem Dizimleri Enstitüsünün yanında , değişik ülkelerde katıldığım aile dizimlerinde pasif katılımcı adı altında kimseye rastlamadığımı da eklemek isterim. Bu hem benim hem de eğitim aldığım Türkiye Sistem Dizimleri Enstitüsünün prensiplerine aykırı.