20 Mart 2014 Perşembe

Sınırlayıcı Rol ve Normları Aşmak


İki kişi bir birliktelik için bir araya geldiğinde her biri ilişkiye kendi köken ailesinin değerlerine bağlı olarak erkekler ve kadınların rolleriyle fonksiyonlarına dair bir ilişki modeli getirir. Yıkıcı bile olsalar bu eski kalıplara uydukları taktirde kendilerini iyi hissederler. Daha iyi olan yeni kalıpları benimseyip eskileri bir yana bırakırken de kendilerini suçlu hissederler. Sevginin başarıya ulaşması için çoğu zaman eşlerin onları referans gruplarına bağlayan vicdani zorunlulukların üzerine çıkmaları gerekir. Dolayısıyla sevginin bedeli çoğu zaman suçluluktur.
Bir ilişkide partnerlerin rol ve fonksiyonlarının dengede olup olmadığı ancak sevgilerinin ölçüsü ve aldıkları doyumda görülebilir, eşlerin ileri sürdükleri ya da inandıkları değil. Kimi zaman dengesizlik ancak zaman içine su yüzüne çıkar. İnsanlar köken aileleri ile ilişkilerinde yaralandıkları ya da zarar gördüklerinde bu yara ve kuşkuyu yeni ilişkilerine taşırlar. Eski sistemlerini yenisine getirmenin önüne geçemezler. Bu durumda getirdikleri değer ve davranış kalıplarını dikkatle yeniden değerlendirmek ve bunlardan bazılarını ilişki için daha iyi olanla değiştirmek gerekir. Bu yapılırken her iki aileye de diğerinin standartlarını karşılamasa bile saygı duyulmalıdır.
Bu süreci şöyle bir benzetmeyle tasvir edelim: İki kişi ırmağın iki kıyısında durmuş “Benim yerim burası” diyerek birbirlerini çağırmakla yetinirlerse hiçbir şey değişmeyecek, ırmak bağırıp durmalarına aldırmadan aralarından akıp gidecektir.  Eşit eşlerin ulaşabildiği sevgiyi tanımak istiyorlarsa ikisinin de ırmağa dalması ve kendilerini akıntıya bırakmaları gerekecektir. Ancak o zaman bir araya gelebilir, ırmağın gücünü hissedip hayatın neler sunduğu, neler talep ettiğini anlayabilirler.
Sevgi sistemik düzenin ortaya çıkan niteliği olduğundan ancak sistemik denge ortamında gelişir, akar ve çiçek açar. Sistemik dengesizliği sevgi ile telafi etme çabaları başarısızlığa mahkumdur. Bereketli bir topraktaki tohum gibi sevgi de toprağı değiştirmeye kalkmaz. Sevgi insanlar arasında gelişir ve bizler için temel önemdedir. Ancak ona hayat veren daha büyük bir sistemi etkileyemez. Bizlerin birbirimize duyduğumuz sevginin galaksi ve yıldızların daha büyük evreninde küçük bir rolü vardır ancak.
Kaynak: Sevginin Saklı Simetrisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder